Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal etkileşimde problemler, görsel, işitsel vb. uyaranlara karşı hassasiyet/ilgisizlik ve sınırlı ilgi alanları karakterize edilen, hayat boyu etkisini devam ettiren ve bireyden bireye değişiklik gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur.

OSB’nin nedeni kesin şekilde açıklanamamakla birlikte, genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu meydana çıktığı kanıtlanmıştır. OSB belirtileri 2 yaşından itibaren görülebilmekle beraber, tanı ilerleyen yaşlarda da konabilmektedir. OSB hayat boyu süren bir durum olmasına rağmen, eğitim ve terapi ile OSB tanısının kalktığı vakalar bulunmaktadır. Ancak, tanı kalksa da, genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin denklemden bütünüyle çıkması mümkün değildir. Geçtiğimiz yıllarda öne çıkan otizm ve aşı ilişkisi bilimsel olarak çürütülmüş, çocuklara yapılan aşıların OSB’ye neden olmadığı kanıtlanmıştır.

Otizm Tanısı

OSB, 2013 yılında çıkan DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-5) ile birlikte, önceden Yaygın Gelişimsel Bozukluk (YGB) terimi altında yer alan Asperger Sendromu, PDD-NOS (atipik otizm) ve klasik otizmi kapsayan bir şemsiye terim halini almıştır.
Dolayısıyla DSM-5 öncesi konulmuş Asperger, atipik otizm gibi YGB tanıları artık OSB tanısı almaktadır. OSB tanısı, DSM-5’e göre aşağıdaki 4 kriter (A, B, C ve D) çerçevesinde verilmektedir:

  • Gelişimsel gecikmenin haricinde, sosyal iletişim ve sosyal etkileşimde yetersizlikler (3 semptom da gözlemlenmelidir)
  • Sınırlı ve tekrarlı davranışlar, ilgi alanlı ve aktiviteler (en az 2 semptom gözlemlenmelidir)
  • Semptomlar erken çocuklukta görülmeye başlamalıdır (ancak, sosyal gereksinimlerin etkisi artana kadar ortaya çıkmayabilirler)
  • Semptomlar günlük hayatı kısıtlayıcı ve sekteye uğratıcı şekilde olmalıdır.
© Copyright 2019